Ortaçağlar boyunca baş kesme cezası niçin ve ne şekilde uygulandı? Baş kesmenin doğal uzantısı olan teşhirin temelinde yatan motivasyonlar nelerdi?
Ahmet Selçuklu bu kitabında çağlarla sınırlanması zor olan bir ceza türü olarak baş kesmeyi inceliyor. Kitap iktidar ve ceza ilişkisine teşhiri de ekleyerek gücün tarihine arkeolojik bir gezinti yapıyor.
Kitap, Ortaçağ boyunca kesik başların ve akabinde geliştirilen teşhir geleneğinin serüvenine odaklanmaktadır. Eserin mahiyeti, zamansal olarak bir sınırlılık arz etse de, pratikte insanın yaradılışından itibaren süregelen arkaik bir uygulamaya işaret etmektedir. Eserin teşhir geleneği ve kesilmiş başlara odaklanarak Ortaçağ siyasasını ve toplum yapısını Müslüman ve gayrimüslim devlet/beylikler üzerinden anlamlandırması orijinal ve çarpıcı bir ironi barındırmaktadır.
Yazar, metin boyunca itibari bir kesik baş hamaseti yapmak yerine tüm enerjisini Ortaçağ'da kesik baş olma durumunun din, millet ve coğrafyadan bağımsız olarak suç, ceza ve adalet ekseninde şaşırtıcı bir tek tiplilikle uygulandığına dikkat çekmeye hasretmiştir. Bu perspektiften bakıldığında, başın koparılması ve teşhirle gelen itibar suikastlarının çağları aşan bir istikrarlılık taşıdığı fark edilecektir. Çalışmada kullanılan dil ve üslup sadece zihne hitap etmekle kalmıyor, sembolik kodlarla damgalanmış kesik başların ardında bıraktığı yaralı vicdanları, sessiz çığlıkları, ötekileştirilmenin ağırlığını ve iktidar odaklarının vurucu silahlarını da edebi bir incelikle resmediyor.