“İktidarın olduğu her yerde direniş vardır” diye yazmış Michel Foucault.
Gerçekten de insanlık tarihi boyunca, farklı zamanlarda ve toplumlarda haksızlığa uğradığını düşünen, düzene isyan eden ve değişim talep eden insan grupları hep var olmuştur.
Ortaçağda velinimetlerinin mülklerini yağmalayıp kralın vergi memurlarını öldürüp isyan eden köylüler; 18. yüzyılda kiliseye ve krala başkaldırıp silahlarla kurulu düzeni yıkan devrimci kentsoylular; 19. yüzyılda sendikalaşan, partileşen ve greve gidip daha iyi çalışma ve yaşam koşulu için mücadele eden işçiler; 20. yüzyılda üniversiteleri işgal edip savaşa karşı çıkan ve cinsiyet eşitliği talep eden öğrenciler; 21. yüzyılda banliyöleri ve şehirleri ateşe veren göçmenler, varoş sakinleri… Tüm bunlar bize ne anlatıyor?
Kitap, bu sorulara cevap ararken, kavramsal, kuramsal ve tarihsel bir perspektif sunmaya çalışmaktadır.
