Hepimiz Altay kazanından çıktık der bilge yazar Cengiz Aytmatov. Altaylar, asırlardır Türk’ün beşiği, varoluş eşiğidir. Kanla sulanan toprak Türk’ün mabedidir. Bugün dünyanın her yerine yayılan Türk ırkı; kökü bir, özü bir, bayrağı ayrı milletler olarak varlıklarını sürdürmektedir. Bugün Türk dünyasını birleştirmeye doğru atılan her adım, geçmişin turan ülküsüne bir özlemdir. İsmail Gaspıralı’nın “Dilde, işte, fikirde birlik.” sloganı bugün her zamankinden daha yakındır. Türk dünyası üzerine yapılan her çalışma, yakılan bu meşaleye ışık tutmaktadır. Bu kitap Türk dünyasının edebiyat sahasına açılan bir kapıdır. Cengiz Aytmatov, Cengiz Dağcı, Ayaz İshaki, İsmail Gaspıralı, Kasım Tınıstanov, Oljas Süleymanov, Tölögön Kasımbekov, Kurmancan Datka, Çolpan, Abay Kunanbayev, Elçin Efendiyev, Mağjan Cumabayev gibi yazarlar ve önemli tarihi şahsiyetler; Ürkün, Mankurtluk- Közkamanlık-Oblomovluk, Ceditçilik, Kolhoz-Sovoz, Çontaş, Türkistan, Ruslaştırma gibi kavramlar ve olaylar; Kadınlar Ülkesi, O Gecenin Sabahı, Buhara Cellatları, Cemile, Asya’da Beş Türk, Elveda Gülsarı, Gönül Hanım gibi eserler bu kapının görünen pencereleridir. Her eser, kavram ya da yazar kendini anlayacak/kavrayacak okura ihtiyaç duyar. Umberto Eco, "Bir metin, yorumcunun sonsuz iç bağlantılar keşfedebileceği açık uçlu bir evrendir.” der. Bu kitapta ele alınan metinler de her okurun perspektifine, alımlama gücüne göre farklı çıkarımlara uygundur. Türk dünyası edebiyatlarına ilgi duyan okurlara ulaşmayı arzu edinilerek, geniş bir literatür taraması ve okuma serüveni sonucu ortaya çıkan bu eser umut ediyorum ki her okura farklı bir pencere/bakış açısı sunacaktır.