Belirgin dini-mitolojik özelliğiyle öne çıkan ve dünyanın her yerinde rastlanan kült ve kültik inanç somut olduğu kadar soyut, ekzotik olduğu kadar ezoterik, kutsal olduğu kadar da pratik içeriklidir. Bundan dolayıdır ki ilmi literatürde kültü, insanlık tarihinin en eski dini olarak görenler de olmuştur. Kültün din olup olmadığı tartışmasına girmeden bu fenomenolojik olgunun kutsal dünyamızla günlük yaşamımızı alakalandıran, inançla yaşamın arasında bağ kuran kültürel bir köprü oluduğu bilinmektedir. Eskiden moderniteye doğru farklı dinî ve sosyolojik aşamalardan geçen kült, anlamını genişlettiği gibi daraltmış, sembolik yapılara malzeme olmuş, ancak yaşamaya devam etmiş, siyasi ve kültürel, ekonomik ve medeni hayatımızın her alanına nüfuz etmiştir. Kültle ilgili birçok çalışmanın içerisine bir yenisini daha ilave etmek bize ne kazandırır sorusunu aklından geçiren okucuya cevabım şöyle olacaktır: İlk olarak bu kitap “Türk İnanç Paradigmasında Kültler”i öğrenmektedir. İkinci olarak her halkın toplumsal psikolojisine, tarihî ve coğrafî şartlarına, yaşam koşullarına ve mantalitesine göre değişkenlik gösteren kültün genelleyici çalışmaları yanında bu tür somutlaştırıcı araştırmalara ihtiyaç duyulmasıdır. Millî varlığımızın ve kültürümüzün temel taşlarından birisi olan kültler hakkındaki bu kitap tarihiyle, yaşamıyla ve en önemlisi de kimliğiyle gurur duyan okura faydalı olacaktır.