Sanat eserleri, geçmişle gelecek arasında kurulmuş en önemli köprülerdir. Bu sebeple ecdat yadigarı eserlerimizin korunması, en az yurt savunması kadar önemlidir. Çünkü bunlar, üzerinde bin yıldır yaşadığımız kutsal vatanımızın mühürleri, tapuları ve kimlikleridir. Bunların kaybedilmesi demek, yeni neslimizin tarihi ve manevi hafızadan
mahrum kalması demektir.
Maalesef Türk ve İslam dünyası, geçmişte Batılılar tarafından yürütülen Haçlı seferleri ve akabinde vuku bulan Moğol saldırıları sebebiyle, şanlı tarihinde sahip olduğu eserlerin birçoğunu kaybetmiştir. Günümüzde İslam
coğrafyasında hâlâ devam eden savaşlar, iç çatışmalar, yönetim istikrarsızlıkları, fakirlik ve büyük göç meselesi gibi durumlar yeni İslami eserlerin meydana gelişini engellediği gibi, mevcutların muhafazasını da zora
sokmaktadır.