Türk tarihinin Türklerce kayıt altına alınmış ilk dönemi İkinci Köktürk çağıdır. Bu çağda ili yani devleti ve ulusu derleyen gücün adı İlteriş, bu gücün arkasındaki kadın İlbilge; bugünü dahi aydınlatma gücüne sahip Türk milliyetçiliği düşüncesinin taşlara kazınmış ve çağları etkileyen büyüleyici sözlerinin sahibi, bu ikisinin oğlu Bilge… Bir bozkır toplumunun o çağın koşullarında bilgiyi bu denli yüceltmesi, bugünümüz için de kılavuzluk edecek bir düşüncedir. Türklük karşıtları ve düşmanlarının, çeşitli kılıklar altında Türk varlığına ve kimliğine saldırıları hep oldu, bugün de yoğun biçimde oluyor ve gelecekte de olacak. Çünkü Türk, dünyaya düzen vermeyi varlığının amacı bilmiş ve ona göre yaşamış bir ulustur. Bu yüzden kendini dünyanın hâkimi olarak görenler için her zaman bir tehdittir. Çağlar boyu büyük olarak yaşamış uluslar, büyüklük duygusunu yitirdikleri, sıradanlaştıkları zaman yok olurlar. Böyle ulusların yaşamalarının biricik yolu; büyüklük hayali kurmak, büyüklük düşleri görmek, büyük olmaktır. Bunun ilk koşulu, çağın bilgisiyle donanmış bireylerin topluma yön verme becerisiyle de donanması, büyük olma ülküsüyle yetişmeleri, en güzelin, en iyinin, en erdemlinin peşinde olmalarıdır.
|
Kutadgu Bilig’e kulak verelim: “Kişi akıl ile yükselir, bilgi ile büyür. Bu ikisi ile kişi değer görür.”