Toplumsal sorunları açıklamak ve bu sorunlara çözümler getirmek iddiasıyla Batı'da gelişen bir bilim olarak sosyolojiye o dönem türlü sorunlarla karşı karşıya kalan Osmanlı Devleti içerisindeki problemlere çözüm arayışı içinde olan aydınların rağbet göstermesi kaçınılmaz bir durumdu. Bu aydınların başında gelen Ziya Gökalp Türkiye'de sosyolojiyi -o zamanki adıyla içtimaiyat- kurmuş Comte-Durkheim çizgisinde kalarak pozitivist sosyolojinin temsilcisi olmuş bir mütefekkir idi. Gökalp bu çözüm arayışı içinde Türk toplumunun kendine özgü ahlaki ve kültürel değerleriyle Batı'dan aldığı bazı değerleri kaynaştırarak bir senteze ulaşma çabasına girdi. Düşüncesinin temelinde