Öyle bir uçurumdu ki denizin mavilikleri bile karanlığa çalıyordu. Korkuyordu ama atlamak istiyordu. Ait olmadığı hayatın içinde oradan oraya bir mülteci gibi savrulmaktan yorulmuştu. Acılarını dindirecek tek yol uçurumdan atlamaktı. Hayatına geri dönmeyi düşündükçe boğazlanıyor gibiydi. Nefesi kesiliyor, midesine ağrılar giriyordu. Kalbi çıkacak gibi çarpıyor, ayaklarını altı sızlamaya başlıyordu.