Ben o zamanlar on altı yaşındaydım lise birde. İnce uzun bir oğlan. Saçlarım kirpi gibi dik duruyor; ne yana ne geriye taranmıyor beni deli ediyordu. Babam "inatsın inat... İnatçı adamın saçı yatmaz. Dedeme çekmişsin besbelli. Keşke annene benzeseydin" diyordu. Keşke...
Annemin lepiska gibi yumuşacık sarı saçları vardı. En çok o mavi gözlerini özlüyorum. "Benim oğlum okuyacak yüksek bir memur olacak" der sonra da göz ucuyla babama bakardı.... Devamı kitapta.