Halil İbrahim Altay hemşerim,
Eserinizi özenle okudum. Şiirler sanki pırıl pırıl bir kaynaktan büngüldeyerek taşan sular gibi; katıksız, doğal, yürekten, tam da bizim insanımıza göre. Şiirlerinizi aslınızdan yani Emet’imizden beslenerek yazdığınız için sizi kutluyorum.
Ben de mesleğimin başlangıcında, 1971’den itibaren okuruna kavuşan Fadiş, Dört Kardeştiler, Yurdumu Özledim, Ben büyüyünce, Geride Kalanlar, Geriye Dönenler adlı kitaplarımda yer alan her şeyi; taşı, toprağı, kuşu, çiçeği, kadını, erkeği, sorunları, acıları, sevinç ve umutları hatta sevdaları yöremizden, Emet’imizden esinlenerek yazmıştım. Bu kitaplar artık klasikler arasında yerlerini aldılar. Onları bu düzeye Türkiye’mizin dört bir yanında yaşayan ve hâlen yaşamakta olan dört kuşaktan okurlarım taşıdılar. Çünkü o okurlar, kitaplarımda sadece insanın değil, canlı cansız tüm varlıkların, yani tüm yöremizin, Özgün Yaradılışıyla bütünleşmesini başarmışlardı. Onun için bu kitapların her biri 2020 yılında da ilgiyle okunmakta. Demem o ki, sizin şiirlerinizdeki özgün tat, ses, söz, coşku, keder, vb. okurlarda bu doğrultuda aynı farkındalığı yaratacaktır. Yazarlıkta yolunuz açık, okurunuz bol olsun. Başarılarınızın sürmesi dileğiyle, selamlar…