Memlekette ihtilal olmuş, çalkantılı günler bitmiş ya da bize öyle gelmişti. Bunu yıllar sonra anlayabilmiştik.
Siyasetin yerini emir komuta zinciri alırken kültür sanat dergileri imdadımıza yetişmişti. İdeolojik açlığımızı şiirle, nesirle gidermeye çalıştığımız zamanlarda Mavera ile adeta avunur hâldeydik. O günlerde Yedi Güzel Adam söylemi var mıydı hatırlamıyorum ama doğrusu biz bu çeşmeden akan suyu kana kana içiyormuşuz farkında olmadan. Böylece yıllar geçti gitti…
Salgın günlerinin yalnızlığında mısralar ardı sıra gelmeye başlamıştı. Her gün bir dostumuzun vefat haberi, sevdiklerimiz ile yaşadığımız mecburi ayrılıklar derken bir şiiri yazarken zihnimde bir başka şiir canlanıyordu adeta.
Velhasılıkelam, sıkıntılı bir dönemde farkında olmadan zihnimize kaydettiklerimiz kırk yıl sonra başka bir sıkıntılı dönemde mısralara döküyor gibiydik.
Dinlemez olmuştu kelimeler beni
Artık durduramayacağımız sezdim
Daha yazmam derdim bozdum yeminimi
Yıllarca direndim canımdan bezdim
Harf harf, hece hece, mısra mısra
Yaknız sana yazdı