Birbirine bağlı dört temel kavram bizi Hint maneviyatının kalbine götürüverir. Bunlar karma mãyã nirvana ve yoga'dır. Bu hangisinden yola çıkılırsa çıkılsın diğer üçünden de zorunlu olarak söz edilecektir. Batı felsefesinin terimleriyle söyleyecek olursak
1) İnsanı kozmosa bağlayan ve sınırsız ruh göçüne mahkûm eden evrensel nedensellik yasası. Bu karma yasasıdır.
2) Kozmosu doğuran muhafaza eden ve bunları yaparken var olanların "ebedi geri dönüşü"nü mümkün kılan gizemli süreç. Bu kozmik yanılsama mãyã'dır;
3) Mãyã'nın dokuduğu kozmik yanılsamanın ve karma tarafından koşullandırılan insan deneyiminin ötesinde bir yerlerde "konumlanmış" mutlak hakikat; saf varlık Mutlak veya adına ne denirse densin: nirvana
4) Son olarak Varlığa erişmenin yolları; kurtuluşu sağlamak için uygun teknikler. Bu araçlar bütünü tam anlamıyla Yoga'yı oluşturur.
Yoga "mistik" manasıyla yani vahdeti ifade ederken bile önce maddeden kopmayı dünyadan özgürleşmeyi ima eder. İnsanın çabasına ("boyunduruk altına almak") nefsini terbiye etmesine vurgu yapılır -Yoga'nın mistik türlerinde olduğu gibi- ilahi yardım istenmeden önce zihni ancak bu disiplin sayesinde yoğunlaştırmak mümkündür.