Günümüzde de Japonya’nın en tartışmalı edebî figürlerinden biri kabul edilen Yukio Mishima, yirminci yüzyılın uluslararası alanda en çok tanınan yazarlarından biriydi; olağanüstü yetenekli, göz kamaştırıcı derecede üretken ve Nobel Ödülü için önemli bir adaydı. Bunlara rağmen, 1970 yılında önce darbe girişiminde büyük rol oynaması sonra da harakiri yapmasıyla tüm dünyayı şoke etti.
Damian Flanagan, sıra dışı bir yaşama dair bu radikal analizinde, Mishima’nın klişeleşmiş sağcı milliyetçi ve estetikçi tasvirinden uzaklaşıp yazarı, hayatının ve eserlerinin merkezine koyduğu zamana takıntılı bir adam olarak ele alıyor. Damian Flanagan, bir yandan yazarın anılarında sıkça karşılaşılan kafa karıştırıcı detayları çözümlemeye çalışırken diğer yandan da sanatsal kişiliğini yönetme ve dönüştürme evriminin izini sürüyor. 1950’lerde vücut geliştirmeye başlayıp bir model ile oyuncuya dönüşmesine rağmen, yazmaya devam ettiği eserlerinde çağdaş siyasi skandalların temalarını benimseyen, öğrenci protestolarına katılan ve hippi alt kültüründen etkilenen yazarın, sıklıkla sadece bir protesto figürü gibi algılansa da savaş sonrası kültüre nasıl ayak uydurduğunu gösteriyor. |
En büyük kâbusu, Japonya’nın köklerinden ve monarşi düzeninden uzaklaşmasıyken tüm benliğiyle modern dünyanın bir esiri hâline gelen Yukio Mishima’nın kalıplara sığdırılamayacak çalkantılı hayatını ve bunun eserlerine
nasıl yansıdığını Flanagan’ın bu eleştirel biyografi çalışmasından şaşkınlıkla öğreneceksiniz.
“Damian Flanagan’ın son çalışması, özgünlüğünün büyük kısmını zamanı ele alış biçimine borçlu. Yazar, zamansal olana benzersiz yaklaşımının, Mishima’nın yaşamında ve ölümünde kilit bir faktör olduğunu iddia ederken yazarın hayatındaki gizemleri anlamaya pek çok kişiden daha fazla yaklaşıyor.” |