“Zerban’ın başında kim birine kötülük ettiyse iflah olmadı hiç.”
Her günahın bir cezası var mı yaşayanların âleminde? Tavandaki hezanlar, için için yanıp küle dönenler, döne döne aklını yitirenler, anason kokusu ve dumanların arasında gizlenen gerçekler, göl kenarına dizilen çıplak erkekler, duvardaki çatlak, yangın ve herkesin kutsal saydığı bir göl: Zerban.
Öyküleri pek çok dergide yayımlanan Serkan Gülpınar bu ilk kitabında, kadim Nemrut Dağı’nın gölgesinde, hayatları öyle ya da böyle birbirine zincirlenmiş insanları, acının melodramına kaçmadan, soğukkanlı bir üslupla anlatıyor. Zerban’da şiddet, taciz, delilik ve yas geçmişi aşarak şimdiye saplıyor pençesini. Okurken insanın kanı çekiliyor.