Hayatın karmaşası içinde insan hep sığınacak bir liman anyor. Kadının sığındığı liman her zaman kendi iç dünyası olmamış mıdır? Kadın; ataerkil düşüncenin günah keçisi, tarih boyunca ikinci sınıf muamele görmüş, ötekileştirilmiş olarak günümüze kadar sürdürülen bir varlık oldu. Şimdi bizler bu geleneği yıkmak ve sıfırdan yeni bir çağ başlatmak için buradayız.
Cesaretimizi direnen tüm cesur kadınların cüreti ile kuşattık!
Sirya Melek Kaya
Topuklularını çıkarıp feleğin tekerine çomak yapan, sonra spor ayakkabılarını giyip hayata koşan kadın! Taciz mobbing, dayak demeden her akşam yemeğini yetiştiren, bir yandan da kendini geliştiren mucize varlık... Kadın! Kader ağlarını iki ters bir düz örerken, canından can verdiği evladına ödev yaptıran, emek emek yaptığı makyajını gece olunca bir çırpıda silecek kadar da geçmişi ardında bırakmayı adet edinmiş yüce gönüll
Memleketin ücra bir köşesinde bir eve kapandıysan ya da metropolde tanınan bir sima isen de, seninle dertlerimiz aynı.
1 Kadın 1 Hikaye 4'te kendinden hikayeler bulurken, iç içe geçmiş dertlerimizle daha da kenetleneceğiz. Kahvelerimiz soğuyacak ama biz hayattan soğumayacağız. Sağlamasını yaptığım için söylüyorum: Bazen bir hikaye, tüm hikayeni değiştirmeye yetebilir. Bazen bir "Melek" dokunur kalemine... Velhasıl, bir dostumun dediği gibi:
"Her kadının anlatmaya değer bir hikayesi vardır."
Emel Çürükoğlu
