İÖ beşinci yüzyılda yaşadığı dışında hakkında çok az şey bildiğimiz Empedokles Batı kültürünün gelişmesinde çok önemli bir rol oynadı. Bir kısmı ilk defa burada gün ışığına çıkan malzeme ve bir yaşam, gizem dini ve büyü, insanın kendi ilahiliğini anlama mücadelesi olarak felsefi bağlamlarına yerleştirilen fragmanlarıyla Empedokles ilk defa böyle kapsamlı bir incelemeye konu oluyor. Ayrıca Empedokles’in kadim Pythagorascılıkla bağları gösterilerek yalıtılmış bir figür olmadığı da kanıtlanıyor. Bu bağları kurma süreci Platon’un mitlerinin Pythagorascı kökenini ayrıntılarıyla görmemize olanak sağlıyor. Ve ilk defa Empedokles ve erken Pythagorascılıktan güney Mısır’a ve buradan da İslam dünyasına aktarılanlar gözler önüne seriliyor. Göz ardı edilen bu aktarım süreci yalnızca Yunan felsefesini değil, eski simya, tasavvuf ve ortaçağ gizemciliğinin arkaplanını anlamamız açısından da çok önemlidir.