Sarışın, ince kuru bir uzman söz istedi. „Bence en önemli konu, aşı vurulurken başkanın canının yanmamasıdır,“ dedi. „Eğer onun canı yanarsa, o bizim canımızı daha çok yakar...
Yeryüzünün gözden ırak, yoksul herhangi bir ülkesinde, Hitler’in ünlü Berghof sarayına özenen bir buyurgan, günümüz koşullarında ülkesini baskıcı bir yöntemle yönetmeye yeltense ne olurdu.
Ergün Tepecik’in sanal bir başkan ve ülke yaratarak, bu soruya yanıt arayan „Başkanı Sokan Arı“ öyküsünü ya da ötekileri gülerek ve üzerinde düşünerek bir solukta okuyacağınızı umuyoruz.
YAZAR HAKKINDA
1944 yılında Gördes’te doğdu. İlk, orta ve lise öğ-renimini Manisa’da yaptı. 1970 yılında İzmir İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesini bitirdi. Gülmece Öyküleri 1968-1971 yılları arasında İstanbul Pardon ve Papa-ğan dergilerinde her hafta düzenli olarak yayımlandı. 1971 yılında Almanya’ya göçtü. Çok kültürden insan-ları yakından tanıma olanağı bulan yazar, öykü ve oyun yazarlığı yanında tiyatro çalışmalarını da sür-dürdü. Oyunları, birçok kentte, değişik tiyatro ve sa-lonlarda sahnelendi.
Tepecik’in Almanca ve Türkçe olarak yayımlanmış toplam on kitabı vardır.
