Her sonbaharda yaşlı bir avcı, arkadaşlarını çulluk sezonu için evine davet eder. Avın ardından aralarından kurayla seçilen biri, kuşların lezzetli başlarını yeme şerefine erişir ve diğer misafirlerin talihsizliğini telafi etmek için kısa bir hikâye anlatmak zorundadır. Maupassant, on yedi farklı avcının ağzından anlattığı bu hikâyelerin arka planına bu defa kendi toprakları Normandiya’yı yerleştiriyor. Natüralist akımın önde gelen isimleri arasında sayılan yazar, her sınıftan insanın beklenmedik şartlar altındaki ikiyüzlülüğünü, kibrini ve acımasızlığını kendine has karamsar ama mizahi üslubuyla ele alıyor. Bir tren yolculuğu, bir düğün, bir savaş meydanı, bir gemi gibi çok çeşitli yerlere sürükleneceğiniz bu hikâyeler, sizi toplumun acımasız ve tarafsız bir portresine tanıklık etmeye çağırıyor.