Yağ Tulumu, Guy de Maupassant’ın en ünlü kısa hikâyelerinden biridir. Prusya işgali altındaki Fransa’da geçen hikâye, bir grup Fransız’ın savaş nedeniyle Rouen’den kaçıp Le Havre’a bir posta arabasıyla gitmek istemesiyle başlar. Posta arabasının içerisinde Yağ Tulumu lakaplı ünlü bir fahişeyle birlikte devrimciler, tüccarlar, fabrikatörler, soylular ve din adamları da vardır. Böylelikle yazar, 19. Yüzyılın sonlarında Fransız toplumunun farklı kesimlerini tek çatı altında toplayarak küçük parçalardan büyük çıkarımlar yapmamızı sağlar ; dolayısıyla bu eser, tarihsel bağlamda büyük önem arz eder. Kurduğu ironileriyle yazar, ahlaki çelişkileri ve ikiyüzlülüğü gözler önüne sererken bu anlamda, toplumsal eleştiri de çok net görülebilir.
« Onu ilk önce kurban eden, sonra da kirli ve işe yaramaz bir şeymiş gibi reddeden bu dürüst görünümlü alçakların aşağılamasında boğulduğunu hissediyordu. »
« Savaş, barışçıl bir komşuya saldırıldığında bir barbarlıktır, fakat vatan savunulduğunda kutsal bir görev hâline gelir. »