Nedim Şövalye bir şiir dışında bugüne dek hiçbir yerde şiir yayımlamadı. Şiirlerinin gün ışığına çıkmasını mı istemedi, yoksa bu şiirlerin iyice duyarsızlaşan insanlarda yeterince karşılık bulamayacağını mı düşündü, emin değiliz, ancak okurların bu şiirlerden yoksun kalması bize doğru gelmedi. Çünkü bu düzyazı şiirlerde bir söylence olan denizkızının kara insanıyla karşılaşması söz konusudur. Belki de her insanın bir denizkızı düşlemi vardır. Nedim Şövalye’nin bir giz gibi yazıp sakladığı bu düzyazı şiirler, bazen dizenin insanın coşkularına yetmediği durumları anlatan anlık sevinçler, kırılmalarla doludur. Şiir ne zaman imgedir, nerede duyarlılık ya da bilinçtir, hepsinin iç içe geçtiği bir şiirsel düşlem dünyasıdır DüzAyak Denizkızı. Kuma yazdın kendini, rüzgâra tükürdün, bir yosun parçasına karaladın parmak uçlarını, kara kendine küser, suyu unutma beni sevdiğin için! Gün solar, ben çıkarım köpüklerin arasından bir geceyi beklemiş balıkçı sığınaklarında, aşk kendini saklar mı, ah, yaşamak sudur benim için, sen de yüzgeçlerini açabilsen kıyılarımda... |
DüzAyak Denizkızı Nedim Şövalye’yi içli duyarlılığıyla şiir dünyasına tanıtmaya yetecek durumdadır. Şair, herkes için bir düş olan denizkızıyla bir kara insanının buluşmasından yepyeni bir söylence yaratıyor. Bu kitapta denizkızıyla kara insanının şaşırtıcı ve ağlatısal diyaloglarına tanık olacaksınız.