Saklı Sandık’ı bitirdikten sonra, ilk kitabından bugüne dek, şairin nere-den nereye geldiğini merak ettim doğrusu. Bu merakın kaynağında, kitapta okuduğum başarılı şiirler var. Gündüzalp’in hayat ve kendisiyle hesaplaştığı dizelerdeki yaşamsal birikimi karşısında etkilendiğimi söylemeden geçemeyeceğim. Daha ikinci şiir kitabında kendine özgü söyleyiş biçemi (üslup) oluşturması, önemli bir gelişmedir her şair için. İhsan Topçu, Özgür Kocaeli Gazetesi Yenilmişlik duygusunun etkisiyle yaşamı işlerken, büyük bir incelikle örülmüş imge yağmurlarıyla ıslatıyor benliğimizi. Yaşamın tüm alanlarını sorguladığı gibi kendisini de sorguluyor. A. Kadir Bilgin, Kurşun Kalem Dergisi Bütün masalları unutulmuş ölü bir annenin çocuğuydum İnsanın bir annesi olur en azından memeleri süt taşmış... Dilim yok, çağım laldır, konuşmayı sökebilse, bu sesim Hangi dille sevecektim taşraya sürgün edilmiş sevgiliyi? Ben ki, dilsiz de iletişim kurmaların ustasıyım nicedir!
Kemal Gündüzalp’in tüm şiirlerinin yeniden düzenlenmesi nedeniyle, Saklı Sandık’ın birinci basımında yer alan iki şiir çıkarılmış, ancak bu basıma on dört şiir eklenerek, kitabın şiir okurları için daha da varsıllaşması sağlanmıştır. Toplumsal anlamda duyarlı bir ozanın lirik şiirlerini seveceksiniz. |