<p>İlk insanla başlayan beşeriyet, ikinci bir insanın yaratılmasıyla çoğalmış ve nihayet bu iki<br />karşı cinsten günümüze kadar uzanan bir insanlık serüveni ortaya çıkmıştır. İnsanlığın bir<br />yarısı erkekler iken diğer yarısı kadınlardır. Öyle ki biri olmadan diğeri yarımdır. İşte bu<br />noktada naif varlıklar olan hanımefendilerin bilinmesi, anlatılması ve anlaşılması için deryada<br />damla misali olan bu eser kaleme alınmıştır.<br />İki bölümden oluşan eserin birinci bölümünde “tarihte iz bırakan kadınlar”, ikinci bölümünde<br />ise her dem toplumsal olayların bir yerinde bulunan ve bunlara yön veren; “toplumsal aktör<br />olan kadınlar” anlatıldı. Bu kısımda ayrıca; 19 yüzyılın Osmanlı hanımefendilerinin<br />sundukları arzuhallere, toplumun bir kısmına “efendilik” yapmaya çalışan ve peygamberlik<br />iddiasında bulunan kadınlara, günümüzde de yabancısı olmadığımız hanımefendiler üzerinden<br />kurgulanan toplum mühendisliğine ve nihayet günümüze kadar kadını ailedeki rolü ve<br />toplumdaki konumuna kadar birçok yönüyle anlatan özgün araştırmalara yer verildi.</p>