“Filler
bilir
nereye
gidecek
sen
bilmezsin” / Ş.E
“Neden farklı bir dünya?” sorusu durduk yerde oluşmuyor, farklı bir dünya özlemiyle ilerleyen eleştirel düşünce, doğanın, tarihin ve toplumun zorla ve baskıya oluşturduğu kimi yasaların nesnel bilgisine yaslanarak yanıt arar. Var olanın tahakkümüne karşı direnerek ve onu dönüştürmekten yana olan eleştirel / muhalif akıl, düşünce kimliğini, üslubunu ve geleceğe dair umudunu, umutsuzluğunu besleyen ne varsa hatta ne yoksa tümüne özen gösterir. Onun içindir ki doğanın, kentin kalbinde ne varsa neyi koruyor kolluyorsa tümü yazar-şair Şenol Erdoğan’ın mürekkebine konuk oluyor. Bir kent nesnesi sayılan; “tabela” durduk yerde dış belleği temsil etmiyor.
Hegel’e göre, Geist, cevher özelliğine sahiptir, tüm gerçekliğin cevheri olarak evrenseli kapsar ve içsel varlığı oluşturur.
Şairin deneysel yazılarını, notlarını, şiirlerini kapsayan bu kitapta biz evrenin ve insanın bütün hareket yasalarını tinin yasallığı olarak görürüz. Dil unsurunu dikkat çekici bir ustalıkla kullanan ve diyalektik yasasına dayanarak hakikate yönlendiriyor okuru.
Günümüz düşünce kulvarı ve edebiyat alanında bu tarz metinleri oluşturanların sayısı çok kısıtlıdır. Bildiğimiz, önemsediğimiz birkaç yazar-şair dışında devasa bir çorak zeminle karşı karşıyayız. Sebebi ise çok açık, bilginin kalbine yolculuk yapanların kısıtlılığı ve şiiri, deneysel yazı, hatta yazılan bir kısa notun anlam örtüsünü içermesi gerekliliğinin kaç kişi farkında?
Artık sorun sadece nesnel bilgiye yönelmekte de değil, bunun yanında erdem ve bilgelik de önemli.
Yazar-şair Şenol Erdoğan, bu kitabıyla bizi adeta bir Heraklit bahçesine davet ediyor. O bahçe ki orada “anlamak, en büyük erdemdir”, doğayı, doğaya yük insanı dinleyip, ona göre davranmak ve hakikatlerden söz etmek için.
“Toprak nasıl ki insansız vakitlerini anımsamıyorsa kısacık insan tarihini üzerinde taşıdığını da bilmeyecek.
Akıp gittiğinde tüm insan dışı, kalan hiçbir şey insanı bilmeyecek.” / Ş.E