Elinizdeki bu kitap (İslâm’da Mübârek Zamânlar ve Kutsal Mekânlar) Allah ve Resûlünün şu mesajlarını ihtiva etmektedir:
“Biz onu (Kur’ân’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır. O gecede, Rabbinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrâil), her iş için iner dururlar. O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar.” (Kadr, 97/1-5)
“Ben Resûlüllah (s.a.v.)’ın bir gecede Kur’ân’ı Kerim’in tümünü okuduğunu, sabaha kadar her hangi bir geceyi ihyâ ettiğini ve Ramazan ayı dışında herhangi bir ayda tam olarak oruç tuttuğunu bilmiyorum.” (Hz. Âişe)
“Cuma gecesini, diğer geceler arasında gece namazına tahsis etmeyin, Cuma gününü de diğer günler arasında oruç günü olarak tayin etmeyin, ancak birinizin tutmakta olduğu oruç arasına denk gelirse o hariçtir”.(Hz. Muhammed (s.a.v.)
İslâm âlimlerinin büyük bir kısmı bu hadise dayanarak, Regaib günü ve gecesinde (veya herhangi bir kandil gecesinde) muayyen ibadetler yapmanın dinen sakıncalı olduğunu belirtmişlerdir. (DİA, 34/535)
Öyle ise Müslüman hayatının her ânını ibadetle diri tutarak değerlendirmeli, yalnız kandil gecelerine odaklanmamalı. Zira Allah Resûlünün mesajının ruhunda buna işaret edilmiştir.