“Ben bir dereydim, sevdiğimin yaşadığı denizi aradım. Denize ulaştığımda tekrar kayaların arasında koşmak için tepelere getirildim. Sessizliğe hapsolmuş, sevdiğimin yüreğine hasret bir türküydüm. Cennetin rüzgârları beni o yemyeşil ormanda dile getirdiğinde bir sese yeniden kapıldım ve yeniden sessizliğe dönüştüm. Kara toprakta bir köktüm, çiçek oldum ve sonra göklere yükselen bir koku oldum; sevgilimi sarmak için. Sonra bir el beni yakalayıp topladı; yeniden bir kök oldum, kara toprakta bir kök.”
***
Cibran, hayatının önemli olaylarını geride bırakmıştı. Lazarus ve Sevgilisi adlı oyun, özel bir dinleyici topluluğuna okunduğunda, 46 yaşındaydı. Öleceğini biliyordu.