Metinleri daha iyi ve eksiksiz anlama ve anlatma çabası insanlığın bilinmeyen döneminden beri devam etmekte. Bu arayış kimi insanlığı günden güne daha fazla motive ederek metinler konusundaki araştırmacılık ruhunu canlandırmıştır. Böylece metinler konusunda çaba harcayıp onlarla ilgili düşünceler üretmeye çalışan araştırmacılar ortaya çıkmıştır. Bu araştırmacılar Antik Çağlar’da, etkili metin üretmenin esaslarını araştırırken günümüze yaklaştıkça daha sistematik, ilkeli, kurallı vb. durumları ortaya koyarak metni daha iyi anla(t)ma işini bilimsel bir kimliğe büründürmüştür. Metni anlama sürecinin en iyi kayıt altında tutulduğu son yüz yılda ise bu çalışmalar sistematikleşmiş ve kuramlarıyla, yasalarıyla net biçimde bilimselleşmiştir. Özellikle 20. yüzyılın başlarında dilbilimin kendini çok daha kapsamlı ifade edişiyle, metinleri çalışma alanı olarak belirleyen bu dal metindilbilim olarak serpilip gelişmiştir. Özellikle kıta Avrupa’sında metindilbilimin okulları, yaklaşımları, ilkeleri oluşmaya başlamıştır. Zaman içinde metindilbilimle ilgili çalışmalar Türkiye Türkçesi için de başlamış ve bu çalışma alanında çeşitli çalışmalar yapılmış ve yapılmaya da devam etmedir. Bu çalışmada metinsellik ölçütlerinden belki de en önemlisi olan bağdaşıklığın bir aracı olan değiştirimle ilgili Türkiye Türkçesinin görünümü açıklanmaya çalışılmıştır.