Divan şiiri ile Halk şiirini, Türk şiirinin temeli olarak gören ve yarınlara kalacak şiirin ancak bu şiirlerle bağlantısı ölçüsünde var olabileceğine inanan Munis Faik, gerek şekil gerekse dil özellikleri bakımından bu şiir tarzlarının etkisini yansıtır. Aruz âşığı olan ve şiirlerinde bu vezni daha fazla kullanmayı tercih eden şair, “eski şişelere yeni şaraplar doldurmaya” çalışarak, yeni duyguları eski şekillerle ifade etme yanlısı olduğunu göstermiştir. Döneminde, Türk şiirini etkisi altına alan yeni şiirden etkilenmeyen hatta bu tarz şiiri zararlı gören Munis Faik için “şekil” çok önemlidir ve buna bağlı olarak şiirlerinde mükemmeliyete ulaşmaya çalışmış, vezin ve kafiyeye ayrı bir önem vermiştir. Şiirlerini az sayıda olması mükemmeliyetçiliğiyle açıklanabilir.
Türk edebiyatında daha çok Hisar grubu şairi olarak tanınmasına rağmen, yazı hayatına başladığı ilk günlerden itibaren çeşitli makaleler, eser ve şahıs değerlendirmeleri de kaleme alan sanatçının bir yazar olarak da değerlendirilmesi gereklidir. Yazılarında daha çok gündemi takip eden bir yazar kimliğiyle karşımıza çıkan Munis Faik’in üzerinde en çok durduğu konular edebiyatımızda tenkidin yokluğu, yeni şiir tarzının Türk şiirine verdiği zarar ve Türk dilinin sadeleştirilmesi adına atılan adımların yanlışlığı, doğru sadeleştirmenin Genç Kalemler’in ilkelerine bağlı kalarak yapılması gerektiği yönündedir.