Modern düşünsel ya da sanatsal yaklaşımlarda temel duyum veifade biçimleri ayrışırlar. Geleneksel sanat işlerine ait bütünlüklüimgeler resim söz ve yazı şeklinde alt parçalarına ayrılırlar. Sanatçı kavramı renklere seslere ya da harflere ustaca şekiller verebilen zanaatkârla uzmanla eşanlamlı olmaya başlar. İmgelerin bilgiyle düşünceyle toplum vicdanıyla ya da siyasal eylemlerle olan bağları zayıflar. Modern sanat işleri bu şekilde yaşamdan uzaklaşırken diğer yandan da avangart ya da pop-sanatın örneklediği gibi tekrar hayata ve halka karışmaya yönelik bir gelgit içerisinde şekillenirler. Özgür Taburoğlu'nun bu yeni çalışmasınıdeğerli kılan da düşünsel etik ve siyasal sonuçları olabilen bu olguyu özgün şekillerde yüzeye çıkarmasından ileri gelir. Bu nedenle elinizdeki metin sadece bir sanat kuramı gibi değil felsefîbir çalışma olarak da okunabilir.
Özgür Taburoğlu modern sanatsal ya da düşünsel yapıtlardaki hem ayrışmaya hem de bütün-leşmeye dönük bu kurucu gerilimi anlamaya çalışıyor. Bu amaçla temel yaklaşımına destek-ler bulabileceği metinleri okumaya girişiyor; Platon Aristoteles Walter Benjamin HenriBergson Paul Cézanne JacquesDerrida JacquesRancière Jean Piaget Ulus Baker La-tife Tekin İsmail Tunalı Carl GustavJung GeorgLukacs Ahmet Hamdi Tanpınar Ünal Nalbantoğlu Sabri Ülgener Marshall McLuhan gibi çok farklıyazar sanatçı ve düşünürleri yan yana okuyarak belirli bir imge kavrayışının izlerini bulmaya çalışıyor. Bu kadar farklı şahsiyeti bir arada tutansa tümünün imgeyi resim söz ve yazının uyumlu bir birleşmesi ve ayrışması gibi anlamalarıdır.