Tarih ve tarihi şahsiyetler toplumların hafızasını oluşturduğu gibi, onlar için kimliksizlikten kurtarıcı ve kişilik bahşeden bir limandır aynı zamanda. Sultan Selahaddin gibi İslam aleminde, Avrupa’da ve dolyısıyla dünya çapında faziletiyle adından söz ettiren tarihi bir kişiliğin, içinden çıktığı Kürt milletine de bu yönlü bir etkisi olacaktır kuşkusuz. Kürtler gibi neredeyse son yüzyılını tarih dışına itilmiş şekilde yaşayan bir toplum için böyle değerleri işlemek hayati bir zorunluluk ve bir vefa borcudur.