Halid Ziya’nın, ilk dönem hikâyelerine göre daha sade bir dil ve daha gündelik bir üslup kullandığı Solgun Demet kitabı ilk kez 1901’de İstanbul’da yayımlanır. Daha önce yayımlananlar da dâhil olmak üzere eserde toplam on yedi hikâye bulunur.
Solgun Demet’teki hikâyeler mutlu ve huzurlu insanların rahat, monoton, alelade yaşamlarından kesitler sunmaz. Kadın ve erkek ilişkilerini irdeleyen, aşkı sorgulayan, ailelerin ve çocukların gündelik yaşamlarından “trajik” sahnelere yer verilen hikâyelerde yazar, “dramatik etki”yi gittikçe artırarak hüzünlü duygular etrafında romantik hatta melodramatik bir anlatı kurar. Bu anlatıda Servet-i Fünun Edebiyatına özgü “melankoli”, 19. yüzyılın tarihsel ve siyasi şartları altında gelişmiş romantik sanat anlayışına bağlı bir karamsarlık ön plandadır. Kimi zaman hikâyelerin ana çatısını histerik bir isyan duygusu oluşturur. Bazen de evlilik, aile, aşk, geçim derdi arasında sıkışıp kalan insanların her çağda gördüğümüz, bugün bile rahatlıkla “empati” uyandırabilecek bunalımı anlatılır.
Solgun Demet’teki öykülerde küçük hayat sahnelerine bakılır; fakat bu öykülerde daha çok kalabalıklar içindeki fertlerin kişisel trajedileri, alelade görünen insanların kendilerine sakladıkları sarsıcı gerçekleri vardır.
“Servet-i Fünun’un en seviyeli hikâyelerini Halid Ziya yazmıştır. Bu romancı yerli hatta milli renkler taşıyan küçük hikâyelerinde romanlarından daha sade bir dil kullanılmıştır. O kadar ki onun bazı küçük hikâyeleri, bir kısım romanlarından daha üstün kıymette sayılabilecek eserlerdir.”
Nihat Sami Banarlı