Siz hiç alternatif kimya, alternatif fizik yahut alternatif matematik duydunuz mu? Neden alternatif tıp var? Şüphesiz bu sorunun muhtelif cevapları olmakla birlikte, bunlardan en önemlisi tıp alanında üretilen bilginin mahiyeti ve bu bilginin manipüle edilmeye müsait olması ile ilgilidir. Zira, tıpta iki kere iki her zaman dört etmez. İnsan bedeni çok karmaşık bir yapıya sahip olduğundan hastalık ve sağlık söz konusu olduğunda birçok parametre işin içine girdiği için bazen üç bazen beş eder. Kişinin o andaki bağışıklık sistemi, yorgunluğu, depresif hâli, vücudunun damarlarının yapısı gibi birçok belirleyen etkilidir. Tıp mensupları bunu bilir ve buna göre vaziyet almaya, olası zararı aşmaya çalışır. Bu, kanıta dayalı tıptır ve dördü bulmaya gayret eder. Zira tıp tarihine bakıldığında tıbbın kendi serüveni içinde hep bir kanıt arayışı içinde olduğu görülür. Hekimler, mütemadiyen hastalıkların neden oluştuğuna dair kanıt unsuru bulmaya çalışır. Elbette, bu esnada da çok zorlanır. Bu zorlanmadan istifade eden hem tıbbın içinden bazı söylemler neşet eder hem de alternatif tıp söylemi güçlenmeye başlar. O hâlde, tıbbi bilginin mahiyeti nedir? Alternatif tıp uygulamaları neden bu kadar revaçtadır? İnsanlar neden kanıtlanma süreçlerinden geçmemiş birtakım iddialara yatkındırlar? Alternatif tıp uygulamalarında karşılaşılan ahlaki sorunlar nelerdir? Modern tıbbın bir alternatife ihtiyacı var mıdır? Bu ve benzeri soruları içeren konular elinizdeki kitapta disiplinlerarası bir yaklaşımla ve eleştirel bakış açısıyla ele alınmıştır.