Biz okurları “Nasıl okumalıyız?” sorusunu sormaya mecbur bırakan isimlerin başında Wittgenstein geliyor belki de. Wittgenstein uzmanı Profesör Ray Monk’un yazdığı Wittgenstein’ı Nasıl Okumalıyız? tam da bu soruyla cebelleşiyor. Ray Monk’a göre, Wittgenstein felsefesinin temelinde, çağımızın “bilimselci” karakterine karşı direnmek, “bilimsel-olmayan”ın dürüstlüğü ve bağımsızlığında ısrarcı olmak yatıyor. Bu sebeple, felsefe aracılığıyla ulaşmaya çalışmamız gereken kavrayış, bir insanda, bir müzik eserinde, dahası bir şiirde aradığımız kavrayışa benzemelidir. Nitekim Wittgenstein, Ludwig Uhland’ın "Count Eberhard’s Hawthorn" şiirini okuduğunda son derece etkilenmiş, şöyle demişti: “Gördün mü? Söylenemeyecek olanı söylemeyi denemediğinde hiçbir şey yitmemiş olur. Söylenemeyen, söylenende –söylenemeyecek şekilde– kapsanır!" Wittgenstein’ı Nasıl Okumalıyız? kısa ama dolu dolu bir iş. Ray Monk, her bölümün başında Wittgenstein’dan alıntı yapıp bölüm boyunca o alıntıyı didik didik etmek suretiyle adeta elimizden tutup Wittgenstein’la tanıştırıyor bizi. Nasıl Okumalıyız? serisi hazırlanırken son derece basit ama yenilikçi bir fikirden yola çıkıldı. Büyük düşünürler ve yazarlar için daha önce hazırlanmış giriş metinleri çoğunlukla kısa yaşam öyküleri, eserlerin özeti ya da bunların bir arada sunulduğu kitapçıklar şeklindeydi. Fakat Nasıl Okumalıyız, uzman gözüyle hazırlanmış bir kılavuzla birlikte okuru doğrudan eserlerle buluşturan bir seri. Bir yazarın söylediklerini bütünlüklü olarak anlayabilmek için kullandığı kelimelere daha yakından bakmak ve bu kelimelerin nasıl okunacağını bilmek gerektiği gerçeği, bu serinin ilk hareket noktasını meydana getirdi. Simog Critchley
|