Erzurum İspir’in yemyeşil şirin bir köyünde soğuk bir kış gecesi. 15 Aralık, dünyaya gözümü açtım.
İlkokul yıllarımda anne ve babamın verdiği harçlıkları biriktirip mahallemizde tek olan kitapçıya koşarak hikâye kitapları aldığım o günleri anımsadıkça tatlı bir tebessüm yayılıyor yüzüme.
Şiirle tanışmam ablamın aldığı Ümit Yaşar Oğuzcan’ın şiir kitaplarını gizli gizli okumamla başladı.
En romantik olduğumuz, platonik aşlar yaşadığımız lise yılları, beni şiirlerin büyüsüne çeken, geçen zamanı şiirle daha anlamlı ve yaşanılası kılan bir dönemdi.
Mutluluğum, bu yıllarda başlayan şiir aşkımın zaman içinde daha da büyüyerek bu kitabı çıkarmama vesile olmasıdır.
Güzel ve içli sesli biricik babacığım İrfan Bey’in beni teşvik etmesiyle başladığım müzik yolculuğum, 2019 yılında ‘’Cennet’in firarisi’’ isimli tekli ile ilk meyvesini verdi. Birbirinden güzel, duygulu, sevgi dolu sekiz şarkıdan oluşacak albüm çalışmalarım tüm hızıyla devam etmektedir.
Şiirler, duygu yoğunluğumuzu kısa ve öz cümlelerle o kadar güzel ifade ediyor ki.
Öyle ki nerdeyse her ruh halimiz için şiirlerimizden kendimize ait mısralar bulmak mümkün.
Okuduğum bir hikâyedeki, izlediğim bir filmdeki, hayatından bana kesitler aktaran insanlardaki duyguları, seven, sevilen, acı çeken, mutlu, kimi zaman kara sevdalı o varlıklara bürünüp onların ağzından o duyguları kaleme dökebilmek benim yaşamımdaki en büyük sığınağım.
Aşk’ın Sonsuz Gizemi’nde gerçek aşkın öyküsünü, gizemli illere yolculuğu, sevgiyi, şefkati, merhameti, güzel yürekleri, masumiyeti bulacaksınız…