Müthiş bir hareketin hazırlanmakta olduğunu anlayan müşrikler, kudurdular. Bir ölüm kalım meselesinin kıyısında olduklarını sezmiş, bu sebeple müminlere ettikleri zulmü arttırmışlardı.
Bazı müminler Allah Resulü’nün huzuruna çıktılar ve durumlarını arz ederek Medine’ye hicret için izin istediler. İnsanlık Fahri, buna henüz müsaadenin çıkmadığını belirttiler. Fakat eklediler:
“Sizin hicret edeceğiniz yurdun, iki kara taşlık arasındaki hurmalık bir yer olduğu bana gösterildi… Eğer Serât, hurmalık ve çorak bir yer olsaydı ‘Burası, orasıdır!’ derdim…”
Aradan birkaç gün geçmişti ki; beklenen müsaade göklerden geldi. İnsanlık Fahri, sevinçli bir şekilde Sahabîleriyle buluştular ve:
“Hicret edeceğiniz yer bana bildirildi. Orası, Yesrib’dir (Medine)… Çıkmak isteyen, oraya doğru yola çıksın…”
Derinliğine doğru göklerden uzanan parmak, genişliğine doğru inkılâplar için arzın Medine yönünü işaret etmekteydi.