Okuma Hâlleri, zaman zaman bir sohbetin samimiyeti içinde, yaşayan Türkçe duyarlılığı etrafında, meselesi olan denemelerden oluşuyor. Okuma çabasının sadece metin karşısındaki tavrımızdan ibaret olmadığı, metinle birlikte; zamanı, kalem sahibini hatta nesneleri bile anlama ihtiyacı olduğu düşüncesinden hareketle, hayata edebiyat merkezli bakmaya çalışıyor. Pessao’dan Nasrettin Hoca’ya, İskender’den Cengiz Han’a, Manguel’den Şemsettin Sami’ye ve oradan masaya, duvarlara, ebabile, kapıya; bu dünyanın her türlü değerinin tanıklığını Okuma Hâlleri’ni çoğul bir düzleme taşıyor.
“Okumak böyledir işte. O, ölümün elinden bir şeyler kurtarabilmektir.”