Bir dili “yabancı dil” olarak öğrenmenin zor yanlarından birisi de dilbilgisi olsa gerek. Anadilimiz öyle mi ama? İçine doğduğumuz dilsel topluluktaki konuşmaları bir müddet sonra taklit etmeye başlıyor, farkında olmadan konuşmayı öğreniyor, daha sonra da okulda göreceğimiz sistemli öğrenimle ve kitabi bilgilerle, konuştuğumuz dilin kurallarının ayrıntılarını keşfediyor ve ediniyoruz. Üzerinde tam bir uzlaşı sağlanmış olmamakla birlikte çoğu dilbilimci, insanın bir dili konuşma yetisiyle (langage) dünyaya geldiğini; böylelikle, zaman içerisinde, ait olduğu topluluğun dilini (langue) konuşmayı öğrendiğini savunmaktadır. Anadil öğrenim sürecinin neredeyse tersyüz olduğu yabancı dil edinim girişimlerindeki temel güçlük buradan kaynaklanıyor olsa gerek. Bu güçlük, söz konusu yabancı dilin günlük yaşamda kullanılmadığı, edinilmeye çalışılan o dile ilişkin performansın ölçülemediği durumlarda ve yerlerde kendini daha da çok hissettirmektedir. Tüm bu güçlüklere karşın, her yaş grubundan kimi bireyler birden fazla nedenden dolayı bir yabancı dili öğrenme arzusu taşıyabilmekte ya da bu zorunlulukla karşı karşıya gelmektedirler. Yabancı dil edinim sürecinin doğasında yer alan bu güçlüğe, dilbilgisinin buyurgan, hata affetmeyen, zaman zaman istisnalarıyla ve öznel yanlarıyla cesaret kırıcı olabilen, çoğu kez de anadilimizle kıyas kabul etmeyen asık suratlı özelliğini de eklemek gerekir. Tarihçesi M.Ö 4.yüzyıla kadar giden ve ilk ortaya çıkış nedeni eski metinleri (Homeros’a ait Antik Yunan metinleri ya da Hinduizm’in Kutsal Veda Metinleri vs.) açıklamak olan, daha sonra ise yabancı bir dili edindirmek ve kendi dilini doğru yazıp konuşma sanatını öğretmek amacıyla kullanılan dilbilgisinin çağdaş dil öğretim yöntemlerindeki ağırlığının azaltılmaya çalışıldığı bir gerçek. Yabancı dil öğrenme motivasyonunun başat amaçlarından biri olan konuşma becerisinin önünde engel teşkil ettiği düşünülen bu kadim disiplinin her şeye rağmen, sistemli yabancı dil edinim sürecinin kaçınılmaz bir parçası olduğu da ayrı bir gerçek. Görmezden gelinmesi mümkün olmayan ve bir şifreler, kodlar bütünü olan dilin âdeta omurgasını oluşturan dilbilgisinin hâlâ programlarda önemli bir yer işgal etmesinin nedeni büyük oranda, en son ifade ettiğimiz bu gerçeklik olmalıdır.
|