"Kendim yiyorum geldiğimden beri
getirdiğim ekmekleri;
ayaklarıma dolanan hırılyıta atıyor
eğilip uzatıyorum da burnumu
bu getirdiğim ekmek mi?
Tamu oduymuş sefer dediğin gibi;
odlare yanmayınca
yolunda sefer de yokmuş.
Bu kaskatı dille artık ne söylenebilir:
Yaşamam it dolaşıdır
İt ölümü olacak ölümüm;
ağzımı göğe dikip uluyor
gövdemden ayıramıyorum dişlerimi;
hashar main kuchh mile namile
ya Nabi!"