Refah, yaşam doyumu, yaşam kalitesi ve mutluluk gibi terimleri kapsayacak şekilde kullanılan iyi oluş kavramı, olumlu duyguların daha çok, olumsuz duyguların daha az yaşanması ve genel olarak hayattan duyulan memnuniyetle ilgilidir. İnsanın, hayata dair algısının olumlu olması ve hayatta kendisini mutlu edecek şeyleri görebilmesi oldukça önemlidir. Bu durumda insanda şükran duygusu oluşur ve şükran duygusu da kişinin kendisini iyi hissetmesine ve mutluluğuna vesile olabilir. Ancak hayatın getirdiği zorluklar, yaşanılan kaza, kayıp, hastalık gibi olumsuzluklar yaşam memnuniyetini azaltabilir. Böyle durumlarda insan, onun için hayatı anlamlı kılacak, her şeye rağmen ona dayanma gücü, umut ve amaç verecek bir kaynak arar. Zorlu yaşam olaylarıyla mücadele sürecinde başvurulan en önemli anlam kaynaklarından birisi dindir. Din, yaşananların sabırla karşılanmasında ve olumsuzlukların üstesinden gelmede insana güç verir. İnanan birisi için din, doğumdan ölüme tüm yaşama ve hatta ölüm sonrasına ışık tutacak sonsuz bir kaynak işlevi görür.
Bu bağlamda kitapta kronik böbrek yetmezliği olan hemodiyaliz hastalarının öznel iyi oluş düzeyleri ele alınmaktadır. Hemodiyaliz hastalarının fiziksel, psikolojik ve sosyal alanlarda tecrübe ettiği birçok olumsuzlukla baş etmede dini inançların ve dindarlığın bir etkisinin olup olmadığı, varsa şayet nasıl bir etkiye sahip olduğu konuları tartışılmaktadır. Karma yöntemle yapılan araştırmada konuyla ilişkili kavramlar yerli ve yabancı geniş bir literatür çerçevesinde incelenmekte olup bulguların yorumlanmasında hasta görüşlerine de yer verilmektedir. Kitap, insanı anlamada bütünsel yaklaşımı benimseyen herkes için faydalı bir eserdir.