Bilindiği üzere gündelik kullanımda, problem, sorun, ya da mesele sözcükleri, kelime anlamı itibariyle kişilerarası husumetlerden doğan anlaşmazlıklardan, ticari, hukuki, sağlık, eğitim, konut, belediye hizmetlerine varıncaya kadar, geniş bir alanda söz konusu olan konularla ilgili çözümlenmesi gereken olumsuz bir duruma işaret eden hususları içermektedir. Esasında insanlığın tarih boyunca muhatap olduğu her türden sorun ya da problem, ontolojik bir gerçeklik/zorunluluk olarak tarihin en eski devirlerinden itibaren toplumların, medeniyetlerin sürekli bir biçimde mücadele ettiği en kadim meşguliyetlerin merkezinde yer alan bir alana tekabül etmektedir. Dolayısıyla şüphesiz ki tarih boyunca hiçbir toplum problemsiz bir hayat sürmemiştir. Dünya tarihini ya da medeniyetler tarihini sorunlarla mücadele ya da sorunların çözümü için geliştirilen alternatif önerilerin, tekniklerin, çarelerin tarihi olarak da değerlendirebiliriz. Bu bağlamda söz konusu problemlerin çözüm yolları, karmaşık toplumsal meselelerin hayatın olağan akışına engel teşkil etmeyecek biçimde düzene sokulması yolunda atılan tüm adımların zamanla kurumsallaşması, örüntüleşmesi, aynı zamanda sosyal antropolojik açıdan “kültür” denilen varlığın, kalıbın kodlarını oluşturmaktadır. Dolayısıyla tarihsel süreçte farklı sosyo-kültür yapılarının farklı toplumsal problemlere ilişkin farklı çözüm yollarını geliştirmiş olmaları sosyolojik açıdan doğal bir süreçtir. Fakat toplumsal değişme süreci, sosyal problemlerin hem kaynağının değişkenlik göstermesine hem de çözümü konusundaki yaklaşımların da zamanla değiştiğini, işlevsizleştiğini ya da anlamını yitirdiğini, dönüştüğünü gündeme getirmektedir. Bu değişim süreçlerine etki eden teknolojik, ekonomik, sosyolojik, politik, kültürel pek çok faktör bulunmaktadır.
Elinizdeki kitap Dünyada ve Türkiye’de yaşanan çeşitli güncel toplumsal problem alanlarını mercek altına alan, on beş üniteden oluşmuş akademik bir eserdir. Alanında uzman araştırmacılar, öğretim üyeleri tarafından kaleme alınmış bu çalışmada yoksulluk, işsizlik, ahlaki yozlaşma, suç, çevre kirliliği, insan hakları, dini radikalizm ve terör, küresel iklim değişiklikleri, yaşlılık, nüfus, göç ve mültecilik, toplumsal cinsiyet, eğitim, dezenformasyon ve sağlık alanlarında yaşanan toplumsal problemlere, sosyal bilim araştırmalarının sunduğu yöntemler ve bulgular ışığında farklı bakış açıları sunulmuş ve güncel konu ve tartışmalar ele alınmıştır. Dolayısıyla eserin başta özellikle sosyal bilimlerin farklı disiplinlerinde öğrenim görmekte olan yükseköğrenim gençliği olmak üzere, konuya ilgi duyan daha geniş okur çevreleriyle buluşması temennisiyle yayın hayatına hayırlı olmasını diliyoruz. Bu çalışmanın vücuda gelmesinde her türlü özveri ve fedakârlığı gösteren ailelerimize, engin akademik birikimleri ile esere zenginlik, özgünlük katan çok değerli yazarlarımıza ve titiz çalışmaları ve gayretleri için yayınevi çalışanlarına teşekkürü bir borç biliriz.
