Bir Kınalı Kekliktim, ülkemizde son yıllarda özellikle kadın bireylerle örgütlerinin de konuyu sürekli gündemde tutuşu nedeniyle yerini, ağırlığını koruyan önemli bir sorunsala yoğunlaşıyor; özellikle Güneydoğu’da, Doğu’da “kadın” olmak… Ancak bir erkek yazar olarak, bu sorunsallara yönelirken bir kadın anlatıcı ağzıyla oluşturarak kurduğu roman evreni, yarattığı karakterlerle yalnız yörenin öteki erkek yazarları değil kadın yazarları için de parmakla gösterilecek bir örnek oluşturuyor bu romanıyla. Bu bile Bir Kınalı Kekliktim’in başarısı için yetiyor kanımca. M. Sadık Aslankara, Cumhuriyet Kitap
Bir Kınalı Kekliktim bölgeye ilişkin içerden yazılmış tek tük romanlardan biri. İçerden bir ses. Kabuğun altından… Kadınların içselleştirmesi gereken bir ses. Hayrettin Geçkin, Çini Kitap Dergisi, sayı: 70, Ocak-Şubat 2022
Taşra ve Sürgün üçlemesi’nin ikinci kitabı olan NESİME Bir Kınalı Kekliktim, bir aşk romanı olduğu kadar politik bir roman olarak da okunabilir. Ceylanların Yurdunda Buluşma’nın gerçekleşmesi için belki de üçlemenin son kitabı olan roman beklenmelidir.
“Ayrıldığım üç erkek de yüreğimde derin yaralar açtılar. Ne acıdır ki, İshak’ın izleri unutulmasa da çünkü kızımın babası o, sanki çabuk silinir gibi oldu. Mehdi’ninki çok taze, bir dost olarak nasıl unuturum, nasıl özlemine dayanırım bilemiyorum ama otuz yıl önceki birini hiç unutmamış gibi hâlâ anıyor olmama, adını duyunca yüreğimin kafese tıkılmış bir kuş gibi çırpınmasına, ah, ben kekliktim, kınalı, kanat çırpmasına şaşıyorum, benim de anlamakta güçlük çektiğim bir duygu bu şimdilik. Eskiden bir kınalı kekliktim, çok eskiden belki ama artık keklik değilim!” |